Blog

İnsani Gelişme Endeksi (HDI) Nedir?

İnsani Gelişim Endeksi (HDI – Human Development Index), ülkelerin ve vatandaşların “gelişme”sinin sadece ekonomik parametreler ile ölçülemeyeceğini ortaya koyan bir gösterge. İlk olarak 1990’lı yıllarda tasarlanan endeks, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından tüm ülkeler için her yıl hesaplanıp yayınlanıyor. İçerisinde sağlıklı yaşam, eğitim ve kişi başı milli gelir gibi ölçütler mevcut. Oldukça kapsamlı ve uzun süreli veriler referans alınarak hazırlandığından her yıl büyük değişimler göstermiyor haliyle. Fakat belirli bir periyot için ülkenin gelişimini görmek veya ülkeler arasında uzun vadede karşılaştırmalar yapmak için doğru, güvenilir, şeffaf ve tutarlı bir gösterge. Endekste Norveç uzun yıllardır liderliği kimseye bırakmıyor. Bir ara İzlanda en yüksek HDI puanını alıp zirveye otursa da Norveç yaklaşık 20 yıldır hep ilk sırada. 90’lı yıllarda ise Kanada zirvede idi. Türkiye ise yaklaşık 200 ülkenin yer aldığı endekste 50’li sıralarda kendisine yer bulabiliyor.

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini anlamak için neye bakarsınız? Nüfusuna, gayri safi yurt içi hasılasına (GSYİH), kişi başı milli gelirine veya teknolojik imkanlarına mı? Bir ülkenin ekonomisi büyükse o ülke için kesinlikle çok gelişmiş bir ülkedir diyebilir miyiz? Mesela Hindistan’a bakalım. Hindistan, 3 trilyon dolara yaklaşan GSYİH’si ile dünyanın en büyük 6. ekonomisi. Ama kişi başı milli gelir açısından tüm dünya ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor. Zira 1,5 milyara yaklaşan nüfusu ile Çin’den sonra en fazla vatandaşı olan ülke konumunda. Bunun yanında, ABD dünyanın en büyük ekonomisi iken yine hatrı sayılır nüfusu ile kişi başı milli gelir sıralamasında 10.’luğa kadar düşebiliyor bazı yıllar. Demek ki ne nüfus ne de ekonomik büyüklük tek başına pek bir anlam ifade etmiyor ülkelerin gelişmişlik düzeyini karşılaştırmak için. Bunlar elbette çok önemli, fakat gelişmişlik dediğimiz kavram çok daha farklı parametreleri de ihtiva ediyor.

HDI, temelde üç farklı parametre ile hesaplanmaktadır. Bunlar, uzun ve sağlıklı bir yaşam süresi, eğitim seviyesi ve yaşam standardı. Bunlar için de belirli ölçütler var:

  • Bir kişinin doğduğu andaki tahmini yaşam süresi
  • Ülkedeki ortalama eğitim süresi ve beklenen eğitim süresi
  • Kişi başı milli gelir

Bu üç farklı hesap sonucunda elde edilen bağımsız değerlerin geometrik ortalaması alınır ve o ülkenin HDI’sı hesaplanır.

HDI’yı Nasıl Anlamalıyız?

HDI, ülkelerin gelişiminde insani birtakım değerlerin önemini vurgulamak için oluşturulan bir endeks. Ekonomik faktörler de bunlardan biri elbette ama tek başına bir değerlendirme aracı değil. HDI bu yönüyle hükümetlerin politikalarını belirlerken dikkate almaları gereken ve yaptıkları çalışmaları sorgulamalarını sağlayan bir göstergedir aynı zamanda. Yani ekonomik gücü yüksek olan bir ülkenin yöneticileri bunun yeterli olup olmadığını HDI’ya bakarak anlayabilirler. Ya da en azından bu endeksin onlara ülkenin mevcut durumu hakkında genel bir fikir verdiğini söyleyebiliriz.

Genel bir fikir diyoruz, çünkü HDI bir ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında yorum yaparken kullandığımız birçok parametreyi de içermiyor. Örneğin, bir ülke çok zengin olabilir ama ülke geliri büyük oranda sadece belirli bir zümre arasında dağılıyordur, yani halkın büyük çoğunluğu yoksul olabilir. Şimdi böyle bir ülkeye gelişmiş diyebilir miyiz? Çok zor… Bunun yanında, biraz da ekonomik imkanların etkisiyle, sadece belirli bir kesimin uzun yaşadığı veya kaliteli bir eğitim alma fırsatının bulunduğu bir ülke için gelişmiş demek ne kadar doğru olur? Bu nedenle, HDI’nın ülkelerin gelişmişlik düzeyi hakkında genel çerçeveyi ortaya koyduğunu söylememiz gerekiyor. Fakat bu tür konuların da HDI’ya dahil edildiği fakat HDI’dan farklı olarak hesaplanan endeksler de var. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (IHDI)
  • Cinsiyet Gelişimi Endeksi (GDI)
  • Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (GII)
  • Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (MPI)

Bu endeksler de HDI temelli olup farklı birtakım parametrelerin de eklenmesiyle oluşmuş kompozit endeksler. İsimlerinde de anlaşılacağı üzere IHDI, sağlık, eğitim ve gelir düzeyi parametrelerinin ülke geneline ne oranda bir eşitsizlik seviyesi ile dağıldığını gösterir. GDI, GII ve MPI ise sırasıyla yine HDI’da hesaplanan parametrelerin içerisine cinsiyet farklılıkları, cinsiyet eşitsizlikleri ve ülke genelindeki yoksulluk düzeylerinin eklenmesi ile hesaplanan diğer karma endekslerdir.

HDI endeksinde yer alan ülkeler aldıkları puana göre dört farklı gruba ayrılıyor. Puanı;

  • 0.800 ve üstünde olan ülkeler çok yüksek insanı gelişim,
  • 0.700 ve 0.799 arasında olan ülkeler yüksek insani gelişim,
  • 0.550 ve 0.699 arasında olan ülkeler orta düzey insani gelişim
  • 0.550 ve altıda olan ülkeler ise düşük insani gelişim grubunda yer alıyorlar.

Türkiye’nin İnsani Gelişim Karnesi

2020 yılında yayınlanan ve 2019 verileri referans alınarak hazırlanan HDI endeksinde Türkiye 54. sırada; 0.820 puan ile yüksek insani gelişim grubunda yer aldığını belirtelim. Fakat eşitsizlik, cinsiyet gelişimi ve eşitsizlik ve yoksulluk gibi parametreler dahil edildiğinde ülke sıramız da ne yazık ki düşüş gösteriyor. IHDI’da 65. sıraya, GII’da 68 sıraya geriliyoruz. GDI’da ise alınan puanlara göre toplamda 5 gruba ayrılan ülkeler arasında 4. grupta kendimize yer buluyoruz.

Bu durum her ne kadar Türkiye hakkında olumsuz bir tablo ortaya çıkarsa da aslında uzun vadeli hedeflerimizi belirlerken nelere dikkat etmemiz gerektiği hakkında da bize bilgi veriyor. Kadınları hayatın her alanında güçlendirecek politikalar geliştirmeli ve girişimlerde bulunmalıyız demek ki. Gelir dağılımının daha adil olduğu, sağlıkta ve eğitimde fırsat eşitliğinin yaratıldığı ve belirli kesimlerin değil topyekün bir gelişmenin sağlandığı bir Türkiye inşa etmemiz gerekiyor. Oldukça şeffaf, tutarlı ve güvenilir bir şekilde hesaplanan ve tüm dünyayı kapsayan HDI endeksinden ortaya bu sonuçlar çıkıyor.

E-Bülten
Bültene Kayıt Ol
Kayıt olduğunuzda eğitimler ve yeni makaleler hakkında ilk siz haberdar olabilirsiniz.

Bir yanıt yazın